//--> <?php bloginfo('title'); ?> - <?php the_title(); ?>

logo



Site Map saklı sayfalar anasayfa

EĞİTİM İÇİN HERŞEY

ATATÜRK İLKELERİ

ATATÜRK İLKELERİ

1. CUMHURİYETÇİLİK

2. MİLLİYETÇİLİK

3. HALKÇILIK

4. LAİKLİK

5. DEVLETÇİLİK

6. İNKILAPÇILIK

Atatürkçülüğün temeli sayılan Atatürk ilkelerinin ana amacı; milli, tam bir bağımsızlıkla Türk devletini yöneterek çağdaş medeniyet seviyesinin üzerine    çıkartmaktır. Ölüm kalım savaşı vermiş bir milleti yeni, dipdiri, ölümsüz bir hayata kavuşturmak için şu altı ilke zorunlu görülmüştür.

1. CUMHURİYETÇİLİK:

Ilke yeniden kurulan Türkiye devletinin bir yönetim ve rejim birimi olarak tespit edilmiş bir prensiptir. Cumhuriyetçilik Türk milletinin kurtuluş savaşından itibaren padişahlık yönetimine karşı duyduğu tepkinin sonucudur.

Cumhuriyetçilik, siyasi yönetim biriminin millileşmesi, halklaşmasıdır. Bu yönetim biriminin daha çağdaş bir yapıya kavuşması, akli, ilmi ilke edinen laik düzenin korunması ile mümkündür. Daha Cumhuriyet ilan edilmeden 13 Ağustos 1923'te yeni Türkiye Devleti biçimindedir diyen Atatürk, Cumhuriyet yönetimini milli karakterimize en uygun düşen bir yönetim biçimi olarak görmüştür.

Atatürk ilke ve inkılapları arasında seçkin bir yerden Cumhuriyeti Türk Gençliğine emanet etmiştir. Ayrıca anayasadaki bir hükme göre "Devlet Şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki anayasa hükmü değiştirilemez ve değiştirilmesi önerilmez" diyerek, devletimizin hükümet biçiminin Cumhuriyet lduğunu teminat altına almıştır.

2. MİLLİYETÇİLİK:

20.yy. başlarında Türkiye'de Milliyetçilik kavramı henüz yeni idi. Onun bütün toplum katlarınca benimsenmesi Atatürk inkılaplarının bir başarısı idi.

Bir insan topluluğuna millet diyebilmek için bazı niteliklerin o toplumda olup olmadığını belirlemek gereklidir. Bazılarına göre bir topluluğun millet sayılabilmesi için ırk birliği yeterlidir. Bu bizce eksik bir görüştür.

Aynı ırktan olmadıkları halde bugün milliyetlikleri tartışılmaz topluluklar vardır. Millet için inanç, ülkü, vatan, iman birliği vardır. Bu birlik içinde milletini sevmek, onları uygar bir seviyeye çıkartmak için gerekirse herşeyini feda etmeye hazır insan milliyetçidir.

Türk milliyetçiliği ırkçı bir milliyetçilik değildir. Ancak Türk ırkının dünya tarihine, medeniyetine hizmetlerini bilimsel bir açıdan değerlendirme aracı olarak göstermektedir. Türkiye sınırları içinde ve "Ben Türküm" diyen herkes Türk'tür. Vatan toprakları içinde yaşayanların Türklüğünden şüphe edilemez.

Atatürk yaşadığı sürece hep Türk milliyetçiliğini geliştirmeye çalışmıştır. "Ne Mutlu Türküm Diyene" Milletimiz yaşadıkça anlamı yücelecek çok üstün bir görüşün sembolüdür.

 

 

3. HALKÇILIK:

Bir milleti oluşturan, çeşitli mesleklerin ve toplumsal kurumların içinde bulunan insanlara halk denir. Bu bakımdan halkçılık ilkesi hem Cumhuriyetçilik hem de Milliyetçilik ilkelerinin zorunlu bir sonucudur. Atatürk'e göre millet ile halk arasında bir fark söz konusu değildir her ikisi de aynı anlama gelir. Halkçılık ise millet içindeki çeşitli insan gruplarının çıkarma ve yararına bir siyaset izlenmesi, halkın kendini yönetmeye alıştırılmasıdır.

Halkçılık Cumhuriyetçiliğin yet halkın kendi yöneticilerini gelmektedir. tabii sonucudur çünkü Cumhuriyet kendi içinden seçmesi anlamına Halk çağdaş eğitim, kültür imkanlarına kavuşturulmalıdır. Devlet gelirinin halk yararına işlemesi, devlet hizmetlerinin vatandaşlara götürülmesi, her tabakadaki halkın bu hizmetlerden eşit olarak yararlanmasını sağlamalıdır.

4. LAİKLİK:

Türk ve yabancı bilim adamaları, Atatürk inkılâbının en önemli ögesi olarak laikliği kabul eder. Gerçi Türk inkılabı asasında hepsi taşıdığı ilkelerle bir bütündür. Ama bu bütünün dayandığı iki ana temel milliyetçilik ve laiklik öteki ilkeleri sağlamlaştırır.

Laik devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil akla, bilime dayandırılmasıdır. Laiklik devletin temeli olunca akla dayanan uygulamalarla millet zaman yitirmeden çalışma ve kalkınma imkanı bulur.

Laiklik dinin devlet işlerinden ayrılmasıdır. Dine saygı laikliğin esas ilkesidir. Yapısında laik olan Islâm dini Kuranı Kerim'de "Dinde zorlama yoktur, benim dinim bana, senin dinin sana" der. Bizim dinimiz en makul dindir; ancak bu yüzden son din olmuştur diyen Atatürk işte bu amaçla laiklik anlayışını benimsemiştir.

5. DEVLETÇİLİK:

Vatandaşların gücünün yetmediği yerde, milletin yararının üstün olduğu yerde ekonomik görevleri devletin üstlenmesidir. Atatürk Devletçiliği hiçbir özel imtiyaza, müsamahaya, taraf tutmaya izin vermez. Halkı sınıflara ayırmaz. Sınıflar arasında bir savaşın, milleti böleceğini, vatanı parçalayacağını, bu parçalanıp bölünme sonucunda düşmanca lokma yapılıp yutulacağına inanır. Ileriyi gören çok büyük bir devlet adamı Atatürk, çağdaş bir anlayışla ekonomik kalkınmasını ve bağımsızlığını gerçekleştirmeyen bir devletin medeni devletler arasında, bağımsız bir olamayacağı inancında idi. Bu yüzden girişilen sanayi hamlelerini gerçekleştirmek için özel illerde sermaye olmadığından pek çok iş yeri işletmesini devlet kendi eliyle kurmuştur. Bir yandan da uyguladığı para politikasıyla özel kişileri üretim yapması için destekledi. Özel girişimleri desteklerden devletin ekonomik hayata katılmasını sağlamış, her iki alanda birbirini tamamlamıştır.

Görülüyor ki, Atatürk'ün devletçilik anlayışı kendine has özel bir devletçilik anlayışıdır.

6. İNKILÂPÇILIK:

Inkılap bir toplumun önemli kurumlarını kısa bir sürede kendini yenileştirmesi atılımıdır. Tarihte önemli büyük inkılaplar görülmüştür. Atatürk, Türk milletinin tarihindeki en önemli inkılaplarından birini gerçekleştirilmiştir.

Bir toplumda durup dururken inkılap yapılmaz. Inkılapların büyük sebepleri vardır. Atatürk'e göre Türk milletinin esenliği için halk adına yapıldı. "Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların amacı Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen modern ve bütün anlamı ve biçimiyle uygar bir toplum durumuna getirmektir."

 

Bugün 1 ziyaretçi (7 klik) BURDAYDI!
 


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol