ANLATIM BOZUKLUKLARI
ANLATIM BOZUKLUKLARI
“Öğretmenimiz
hiçbirimizi azarlamaz, çok severdi.”
cümlesinde, yine “hiçbirimizi”
olumsuz olduğundan “hiçbirimizi severdi” şeklinde kullanılmaz; “hepimizi
severdi” olmalıdır.
*Cümlede öznenin ifade ettiği şahıslarla yüklemin bildirdiği
şahıs arasında bir uyum olmalıdır.
Özne birinci tekil, ikinci tekil (ben, sen); birinci tekil,
üçüncü tekil (ben, o); birinci tekil, ikinci çoğul, (ben, siz); birinci tekil,
üçüncü çoğul (ben, onlar) şahıslardan oluşuyorsa yüklem, daima birinci çoğul şahısa göre çekimlenir.
“Bu işi ancak ben ve sen halledebiliriz.”
“Dışarıda sadece ben ve o küçük çocuk kalmıştık.
“Ben ve siz yarışmada eşit durumda değildik.”
“Ben ve birkaç yaşlı adam, kahvede uzun bir sohbete
dalmıştık.”
cümleleri buna örnek
gösterilebilir.
Eğer özne ikinci tekil ve üçüncü tekil (sen, o); ikinci
tekil ve ikinci çoğul (sen, siz); ikinci tekil ve üçüncü çoğul (sen, onlar);
şahıslardan oluşuyorsa, yüklem ikinci çoğul şahısa göre çekimlenir.
Ancak ikinci tekil ve birinci çoğul (sen, biz) şahıslar özne olursa yüklem
birinci çoğul şahısa göre çekimlenir.
“Sen ve annen burada ne yapıyordunuz?”
“Sen hatta hepiniz bu konuda suçlusunuz.”
“ Sen ve buradaki konukların, bize yarın gelebilirsiniz.”
“Galiba sonunda senle biz aynı sonuca ulaştık.”
cümleleri buna örnektir.
Öznenin insan ya da başka varlıklar olması da yüklemin tekil
veya çoğulluğunu etkiler. Eğer özne bitkiler, hayvanlar, cansız varlıklar ya da
soyut kavramlarsa, yüklem daima tekil olur. İnsanlar çoğul özne olduğunda ise
yüklem tekil veya çoğul olabilir.
“Kuşlar dallara kondular.” değil “Kuşlar dallara kondu.”
“Sevgiler gizli kaldıkça güzelleşirler.” değil “güzelleşir.”
olacak.
“Çocuklar geldi.” şeklinde de doğrudur, “Çocuklar geldiler.”
de.
*Bazen özneyle yüklem arasındaki uyumsuzluk, öznenin anlamından
kaynaklanır.
Örneğin;
“Nüfus sayımı bu yıl yapıldı, bir hayli artmış.”
cümlesinde “yapıldı” yükleminin
öznesi “nüfus sayımı”dır, “artmış” yükleminin öznesi
ise “nüfus” olacaktır. Ancak cümlede “nüfus” diye bir özne yoktur. Sanki nüfus
sayımı, “artmış” yükleminin öznesi olmuştur. Bu ise anlamca uygun değildir.
*Sıfat ve isim tamlamalarının aynı tamlanana
bağlanması anlatım bozukluğuna yol açar. Çünkü isim tamlamalarında tamlanan iyelik eki aldığı halde sıfat tamlamalarında tamlanan ek almaz. Dolayısıyla tamlananlar,
niteliği farklı olduğundan, ortak kullanılamaz.
Örneğin;
“Kaza yerine birçok askeri ve polis aracı geldi.”
cümlesinde “araç” sözü hem “askeri”
hem “polis” sözcüklerinin tamlananı durumundadır.
Ancak “polis aracı” isim tamlamasıdır ve tamlanan
iyelik eki almıştır. “Askeri” sözcüğü ise sıfat olabilecek bir sözcüktür ve
“askeri araç” şeklinde sıfat tamlaması yapar; tamlanan
da ek almaz. Dolayısıyla araç sözcüğü ortak tamlanan
olarak kullanılamaz. Cümle;
“Kaza yerine birçok askeri araçla polis aracı geldi.”
şeklinde olmalıdır.
Burada ayrıca sıfat tamlamalarında görülen bir özelliği de
ifade edelim. Türkçe’de sıfatlar çoğul anlam verirse
isimler çoğul eki almaz. Bu özellik genellikle belgisiz
sıfatlarda görülür.
Örneğin;
“Geceye birçok davetliler katıldı.”
cümlesinde “birçok” sıfatı çoğul
bir anlam verdiği halde davetliler sözü de çoğul eki almıştır. Cümleden çoğul
eki çıkarılmalıdır.
*Cümlede eklerin eksik kullanılması cümlenin anlatımını
bozar.
Örneğin;
“Her ülke, dünya devletleri arasında önemli bir yer edinmek
için, ekonomik açıdan gelişmesi gerekir.”
cümlesinde “gelişmesi” sözcüğündeki
iyelik ekinin, sözcüğü nereye bağladığı belli değil; “kimin gelişmesi gerekir?”
diye sorarsak “ülkenin” cevabı gelir. Öyleyse “ülke” sözcüğüne ilgi eki (-in)
getirilmelidir.
Bazen de bu durumun tersi görülür.
“Sanatçının, topluma yararlı bir kişi olmak için, eserinde
mutlaka toplum sorunlarına yer vermelidir.”
cümlesinde “yer veren kim?”
sorusuna “sanatçı” cevap verir. Oysa cümlede “sanatçının” denmiş. Ya bu
sözcükteki ilgi eki kaldırılmalı ya da yüklem “vermesi gerekir” şeklinde
değiştirilmelidir.
*Bazı cümlelerde ise sözcükleri birbirine bağlayan ekler
yanlış kullanılmıştır.
Örneğin;
“Senin en beğendiğim yanın, derslerine düzenli
çalıştığındır.”
Cümlede öğeleri ortak olarak kullanan etken ve edilgen
fiiller bir arada bulunmaz.
Örneğin;
“Bütün yemekleri hazırlayıp bir kenara koyulmalıdır.”
cümlesinde “hazırlamak” etken
“koyulmalıdır” edilgen fiillerdir. Bunların aynı öğelerle kullanılması
bozukluğa yol açmıştır. Cümle;
“Bütün yemekler hazırlanarak, bir kenara koyulmalıdır.”
şeklinde düzenlenirse bozukluk
giderilir.
Sıralı isim cümlelerinde ekfiilin kullanılması da bazen
bozukluğa yol açar.
Örneğin;
“O yaşlı şair geleneklere bağlı, ama yeniliklere kapalı
değildi.”
cümlesinde iki yargı vardır: Şairin
geleneklere bağlı olduğu, aynı zamanda yeniliklere de kapalı olmadığı, oysa
cümlede “bağlı” sözü yüklem gibi kullanılmadığından “değildi” edatına
bağlanıyor ve böylece şairin geleneklere bağlı olmadığı anlamı çıkıyor. Bunu
engellemek için “bağlı” sözü “bağlıydı” şekline getirilmelidir.
Anlatım Bozuklukları 2
Anlatım Bozuklukları - 2
(Konu Anlatımı)
ANLAM BAKIMINDAN ANLATIM BOZUKLUKLARI
1)Gereksiz Sözcük Kullanma:
Bir cümlede anlamları aynı olan veya anlamca biri diğerini
içeren sözcüklerin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
*Kulağıma eğilerek alçak sesle bir şeyler fısıldadı.
*Bu yol yaya
yürümekle bitecek gibi değil.
*Onlar da beş yıldır
karşılıklı mektuplaşıyorlar.
*Geçmişteki
hatıralardan bir şikayetim yok
*Ülkemizin sorunları bitmiyor ,tükenmiyor
*O günleri daha henüz
dün gibi hatırlıyorum
*Bu gece ısı sıfırın
altında eksi beş derece olacak.
*Gülmesinin nedeni
bugün iyi bir haber almasındandır.
*Onunla ilk
tanışmamızı unutamam.
*Dün gece uyurken
gördüğü rüyayı anlattı.
*Sanki dalgasız bir
deniz gibiydi yüzü.
*Sana söyleyeceğim bu
gizli sırlarımı kimseye söyleme.
*Yaptıklarını kendi
ağzıyla itiraf etti.
*Havada beyaz kar
taneleri uçuşuyor.
*Bu iş yerinde aşağı
yukarı üç dört yıldan beri çalışıyorum.
*Sınav yaklaştıkça
öğrencilerin heyecanı gittikçe artıyor.
*Galiba başka çaresi
de yok gibi görünüyor.
*Sınıfın boyu en kısa
öğrencisini arkaya oturtmuşsun.
*Yaşlı adam söz almak
için oturduğu yerden ayağa kalktı.
*Dosyadaki mevcut
belgelerden anlaşılıyor ki bu iş uzun sürecek.
*Artık bundan sonra
oraya gitmene gerek kalmadı.
*İki kardeşten en
küçüğü okula gitmiyordu.
*Bu saatte oraya
yalnız gidemem;seninle
birlikte gitmek istiyorum.
*İşte seninle bu
yüzden dolayı konuşmak istemiyorum.
*Niçin böyle yüksek
sesle bağırıyorsun ki?
*Biz onlara iki günde
bir, gün aşırı giderdik.
*Yorulmamıza rağmen
basamaklardan yukarı hızlı hızlı çıkıyorduk.
*Türkçede Arapça ve
Farsça dillerinden gelmiş sözcükler vardır.
*Böyle havalarda eve
bir tane bile ekmek götürmeyi unutur.
*Kadın küçük çocuğa
yaklaşarak senden büyük ağabeyin var mı diye sordu.
*Yarınki toplantıda
ülkenin ekonomik ve iktisadi problemleri tartışılacak.
2)Sözcükleri birbiriyle karıştırma:
Anlamları veya yazılışları çok benzer olan sözcüklerin
karıştırılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.
*Geri kalmışlık Türkiye’ye özel bir durum değil.
*Bu binalar gerçekten
çok yaklaşık yapılmış.
*Size birazdan düğün
resimlerini göstereceğim.
*Bir öğrenci sınıfta
kalmışsa onun sınıfı geçmesini güçlendiren nedenleri araştırmak gerekir.
*Bizden son öğretim
durumunu gösteren bir belge istedi.
*Vatandaşlarımız
arasında din ,dil,ırk ayrıntısı yapılamaz.
*Bazı öğrenciler
derste çok çekimserdir.
*Uzun saçlı bir genç geldi,kendini bize tanıştırdı.
*Vezüv
etken bir yanardağdır.
*Deterjandan elleri
tahrip oldu.
*Bu bölgenin kendine
özgün gelenekleri vardır.
*Camdan yankılanan
ışık gözlerimi kamaştırdı.
*Yazarın on dördüncü
kitabı da yayınlandı.
*Belediyeler sık sık
güz etkenlikleri yapıyor.
*Çocukların
birbirleriyle uygunluk içinde olmaları çok güzel.
*Bu iki olay arasında
hiçbir ayrıcalık yok.
*Fiyatlar çok pahalı
olduğu için satışlar çok durgun.
*Kar yolu kapadığı
için geçit servis yolundan sağlanıyordu.
3)Sözcükleri Yanlış Anlamda Kullanma:
Sözcük, anlamına uygun yerde kullanılmadığı zaman ya da
yanlış anlama gelecek şekilde kullanıldığında anlatım bozukluğu doğar.
*Bu onların bolluğa düştükleri zaman bile savurganlık
etmelerine yol açar.
*Şimdi size yarın
yayınlanacak programlardan bazılarını hatırlatıyoruz.
*Bence sizin bu
sınavı kaybetme şansınız hiç yok.
*Alınan bunca borç
Türkiye’nin Avrupa’ya bağımlı olmasını sağladı.
*Bugün dünyanın yüz
kırk ülkesinde cüzamlılar günü kutlanıyor.
*Bu yıl babamın
yüzünden sınıfı geçtim.
*Annesi iyi çorap
dokurdu.
*Ektiğin fidanlar
meyveye döndü.
*Her türlü girişimden
çekinmeyen biriydi.
*Aldıkları para
mutluluklarına yol açtı.
*Cumhuriyet 1923
tarihinde ilan edildi.
*Ben 21 Mart 1978
yılında doğmuşum.
*Uzun bir ders yılı
daha tamamlanmak üzere tatil iyice yanaştı.
*Tırnakların bir
hayli büyümüş.
*Dünden itibaren
yağmur yağıyor
*Adamın başına silahı
dayayarak cebindeki parayı çalmışlar.
*Bize yapılacak her
türlü baskı bizi yolumuzdan alıkoyamayacaktır.
*Bu gençleri azımsamak ,onların başarılı olacaklarına inanmamak doğru
değil.
4)Sözcüğün
Yapısındaki Yanlışlık:
Bir sözcük dilbilgisi kurallarına aykırı türetilirse anlatım
bozukluğu doğar.
*Mehmet Efendi on beş yıldır bakkalcılık yapıyor.
*Yiyecekleri kokturmuşsun.
*Bölgevi
sorunlar artıyor.
*Her şeyi pahalılandırmışsınız.
*Bilinçleşmenin
gerçekleşmesini eğitim sağlayacaktır.
*Dilimizi çirkinletmeyelim.
*Sizce bu kişi kaçtı
mı kaçtırıldı mı?
5)Yerinde Kullanılmayan Sözcük veya Öğeler:
Bir sözcüğün cümlenin akışına veya anlamına uygun yerde
kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
*Hakan çok iyi futbolcu ama fazla topla oynuyor.
*Bu çocuk seneye
yüksek inşaat mühendisi olacak.
*Eski Adana millet vekillerinden biri daha ölmüş.
*Günde kırk kere
limonlu salatalık turşusu satan dükkana uğrardı.
*Cesetler çok denizde
kaldığından çürümüş.
*Burada her Allah’ın
günü kaza oluyor.
*Başbakan Çin’e bu
yılın sekizinci büyük gezisini yapıyor.
*Değil bir lokma
ekmek bir tabak yemek yine bulamaz.
*Bakanımız bir hafta
içinde petrol üreten ülkeleri gezecek.
*Ağrısız kulak
delinir.
*Atatürk’ün 119.doğum
yılı törenle kutlanmıştı.
*Bu yemek fazla
dışarıda kaldığı için bozulmuş.
*THY’ye ait 158
yolcunun bulunduğu uçak denize düşmüş.
6)Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması:
Bir cümlede anlamca birbirine ters olan sözlerin birlikte
kullanılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.Genellikle
kesinlik ihtimal çelişkisi görülür.
*Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkan olsa gerek.
*Şüphesiz sanatçı bu
alanda çok başarılı eserler vermiş olmalı.
*Kesinlikle
söyleyebilirim ki tedavi hastayı ayağa kaldırabilir.
*Gönderdiğim paketi
eminim bugüne kadar almış olmalısınız.
*Müdür Bey bu adam için:”Çok mütevazı , burnundan kıl
aldırmayan biridir.”diyor.
*Artık kesinlikle
böyle bir hataya düşmeyebilir.
*Okulu bitireli hemen
hemen tam on yıl oldu.
*Elbette onunla
birlikte gitmiş olabilirler.
7)Deyim ve Atasözü Yanlışları:
Deyimler ve atasözleri kalıplaşmış ve halk diline,kültürüne yerleşmiş kelime gruplarıdır.Bu yüzden deyimlerdeki kelimeler kesinlikle değiştirilemez.Kullanılan deyim, cümleye de uygun
olmalıdır.
*Babasını görünce paçaları tutuştu.
*Çok acıktım midem
zil çalıyor.
*O kadar kalabalık ki
çuvaldız atsan yere düşmez.
*Ona ayak bağı oluyor , işini çabuk bitirmesini sağlıyordu.
*Ona yardım et
elinden geleni ardına koyma.
*Alma garibin ahını
çıkar aheste aheste.
*Ev sahibi ,Ayşe Hanıma bu ne şıklık böyle deyince Ayşe Hanım
üzerine alındı.
*Konferansta
konuşmacının anlattıkları herkesin dikkatini çekmişti.Tüm dinleyiciler kulak kabartmış
,konuşmacıyı dinliyordu.
*Bu görüntüler
karşısında saçlarım diken diken oldu.
*Bu konuyu onunla bir
görüş o yol yolak bilen biridir.
8)Gereksiz Yardımcı
Eylemler Kullanma:
Türkçede doğrudan fiil olarak çekimlenebilecek
bir kelimenin yardımcı eylem alarak çekimlenmesi
yanlıştır.
*Boşuna umut etme oraya gelmeyeceğim.
*Benden kuşku
etmemelisin.
*Senin düşüncelerin
hiçbir zaman bana etki etmez.
*Bu işi onun
yapabileceğinden şüphe etmiyorum.
Not:Bu konuyu bazı kaynaklar anlatım bozukluğu olarak
kabul etmez.ÖSS’de de şimdiye kadar böyle bir soru
çıkmamıştır.
9)Mantık Hataları:
İyi ve sağlam bir cümlenin temel mantık ilkelerine uygun
olması gerekir aksi taktirde anlatım bozukluğu
yapılmış olur.
*Seninle değil şehir içinde gezmek, dünya turuna bile
çıkılmaz.
*Önümüzdeki haftanın
önemli programlarından bazılarını sizlere hatırlatmaya çalıştık.
*Beyin zarı
iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme;hatta
sara nöbetlerine dahi yol açabilir.
*Tezgahtar
müşterinin aldığı oyuncağı kağıda sardı ve müşteriye verdi.
*Karar TBMM’nin
230′a karşı 190 oyla aldığı bir kararla kabul edildi.
10)Zamir Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları:
Bazı cümlelerde iyelik zamiri kullanılmadığı taktirde bir
anlam belirsizliği ortaya çıkar.Cümlenin
başına hem senin hem de onun zamirini getirebiliyorsak orada bir anlam
belirsizliği vardır.Bu tip cümlelerdeki anlam
belirsizliğini gidermek için cümlenin uygun bir yerine iyelik zamirinin
getirilmesi gerekir.Aksi taktirde anlam
belirsizliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu doğar.
*Ehliyetini polis almış öyle mi?
*Bana ne
söyleyeceğini biliyorum.
*Geleceğini ben
biliyordum.
*Yarışmada birinci
olduğuna sevindim.
Not:Bazen
de bu belirsizlik noktalama işaretleriyle giderilir.
*Hırsız, çocuğu kovaladı.
*Genç, adama seslendi.
*O, soruları yapamadı.
11)Karşılaştırma
Hataları:
Bazı cümlelerden iki farklı anlam çıkabilmektedir.Bu tip karşılaştırma bildiren
cümlelerdeki anlatım bulanıklığı giderilmediği taktirde anlatım bozukluğu
ortaya çıkar.
*Adam,politikayla
karısından çok ilgileniyor.
*Bu kötü insanlara
sizden çok kızıyorum.
*Sen onu benden çok
aradın.
DİLBİLGİSİ BAKIMINDAN ANLATIM BOZUKLUKLARI
1)Yüklem Yanlışlığından Doğan Anlatım Bozuklukları:
Yüklemle ilgili yanlışlıklar, yüklemin çatı,kişi,zaman,yardımcı eylemler,ek
eylemler gibi noktalarda cümleye uygunluk göstermemesi durumudur.
*Kahvaltıda peynir,ekmek
ve çay içtik.
*İçkiyi az sigarayı
hiç içmem.
*Kimin dürüst,kimin dürüst olmadığını
biliyor.
*Suçlamaların yersiz
ve doğru olmadığını söyle.
*Baloya güzel bir
elbise ve pahalı mücevherler takarak gelmişti.
*Çocuklarıyla bazen
çok bazen de hiç ilgilenmezdi.
*Sabahları erken
kalkar ve sakin havada koşuyordu.
*Annem yemek
pişiriyor biz de ona yardım ediyorduk.
*Boyu kısa , bedeni de pek biçimli değildi.
*Aldığı şeyler hem
pahalı hem de kaliteli değilmiş.
*Bu geziye okulumuz
öğrencilerinden ve disiplin cezası almayanlar katılabilecek.
2)Özne Yanlışlığından Doğan Anlatım Bozuklukları:
Cümlede öznenin bulunmamasından,öznenin
gereksiz ekler almasından, ya da özne olmayacak bir sözün özne gibi
kullanılmasından kaynaklanır.
*Dernek müdürünün yetkileri alındı ve kovuldu.
*O insanların sayısı
azalıyor bulunmaz oluyor.
*Belediye tarafından yaptırılan
dört katlı binanın inşaatı bitirildi ve hizmete girdi.
*Yaşlı adamın parası
alınarak evine gönderildi.
*Viraja hızlı giren
aracın lastiği patladı ve kaza yaptı.
*Herkes kazayı
seyrediyor, yardım etmeyi düşünmüyordu.
*Hastanın durumu
gittikçe kötüleşiyor,yerinden
kalkamıyordu.
*Filmin güzelliği
herkesi etkiledi;çünkü güzel
çekilmişti.
3)Özne Yüklem Uyuşmazlığından Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu:
Öznenin tekillik çoğulluk ve şahıs bakımından uyuşması gerekir;aksi taktirde anlatım
bozukluğu ortaya çıkar.
a)Topluluk isimleri özne ise yüklem tekil olur;ancak topluluk isimleri çoğul
eki alıyorsa yüklem de alabilir.
*Bizim takım sahaya çıktılar.
*Takımlar nihayet
sahaya çıktılar.
*Ordular uzun süredir
savaşıyor.
b)Bitki,hayvan,cansız
varlık ve organ isimleri çoğul durumda özne ise yüklem tekil olur.
*Nedense köpekler sabaha kadar havladılar.
*Çiçekler sıcaktan
kurumuşlar.
*Bu sıralar çok
sağlam yapılmışlar.
*Seni görünce
gözlerim dolar.
Not:İnsan
dışı varlıklar kişileştirme yolu ile çoğul özne ise yüklem de çoğul olabilir.
*Martılar denize dalıp dalıp
çıkıyorlar.
*Martılar bize selam
getirdiler.
*Dağlar beyaz
şallarını omuzlarına attılar.
c)Eylem isimleri ,çoğul özne ise
yüklem tekil olur.
*Gülüşmeler çok uzun sürdüler.
*Tartışmalar sabaha
kadar devam ettiler.
d)Çoğul sayılar özne ise yüklem tekil olur.
*İki kişi bankayı soymuşlar.
*Derse on öğrenci
girmediler.
*Bana beş soru
bıraktılar.
e)Saygı,sitem,küçümseme
gibi durumlar için özne tekil de olsa yüklem çoğul yapılabilir.
*Ahmet Bey bizi hatırlamadılar.
*Ayşe Hanım odasında
yoklar.
f)Öznede belgisiz zamir ya da belgisiz sıfat varsa yüklem tekil olur.
*Hiçbiri sizi görmüyorlar.
*Herkes bu konuda
aynı fikirdeydiler.
*Birçok kişi aynı
sorunu tartışıyorlar.
g)Bir cümlede birden fazla özne varsa ve bu öznelerin biri
1. kişi ise yüklem 1. çoğul olur.
*Ali, Ahmet ve ben dün size uğramıştık.
*Ben ve kardeşim size
inanmıyoruz.
h)Birden fazla özneden biri 2.kişi ise yüklem 2.çoğul;öznelerin biri 3.kişi ise yüklem 3. çoğul olur.
*Sen ve kardeşin derse girmemişsiniz.
*Ahmetle
o bu akşam gelecekler.
*Ben,sen,o burada nöbet tutacağız.
*O ve Murat bunu
hemen yapacaklar
4)Tümleç Yanlışları:
Özellikle sıralı cümlelerde tümleç (dolaylı tümleç, nesne,
zarf tümleci) kullanılması gereken yerde kullanılmamışsa anlatım bozulur.Bir tümlecin birden çok
yüklem için ortak kullanımı mümkündür.Ancak bu ortak
tümleç yüklemlerden birine dahi uymazsa cümlede anlatım bozukluğu doğar.Tümleç yanlışlarını şu başlıklar altında
inceleyebiliriz:
a)Dolaylı Tümleç Eksikliği:
*Düşman kenti bombaladı ; ama
giremedi.
*Çukurova’nın toprağı
insanı diriltir, umut verir.
*Sizi önemseyen ve
inanan insanlar var.
*Gençlerden çok şey bekliyoruz;fakat değer vermiyoruz.
*Kadının içeri
girmesiyle çıkması bir oldu.
*Bu evden nefret ediyordu ;ancak darda kalınca geliyordu.
b)Zarf Tümleci Eksikliği:
*Yeni yetişen sanatçılara yardım eder,ilgilenirdi.
*Bir daha seni görmek
ve karşılaşmak istemiyor.
*Arkadaşlarını aradı,sonra buluştu.
*Kötü bir beste
yaptığımda beni eleştirir ve tartışırdı.
*Senin sorunlarını
çözmeye çalışıyor; başa çıkmak için uğraşıyoruz.
c)Nesne Eksikliği:
*Size teşekkür etmek ve kutlamak istiyor.
*Yazıya özendiği,dikkatle yazdığı
belliydi.
*Sana telefon açmış,merak ediyormuş.
*Evin onarımını
haftaya bitirecek , sonra da satacak.
*Bu kuralların
gerekli olduğunu biliyorum;ama
uygulayamıyorum.
*Yardıma muhtaç
olanlara yardım eder , doyururdu.
*Onun sıcacık sesi
bize ulaşır,mutlu ederdi.
*Yazılarında, halkı
soyanlara çatar,yerin dibine
batırırdı.
*Suçlunun evini bastılar,yakalayıp polise teslim
ettiler.
5)Tamlama Yanlışları:
a)Bir sıfatla bir adın ortak tamlanana
bağlanması anlatımı bozar:
*Doğa ve toplumsal olayları inceledik.
*Dün epik ve aşk
şiirleri okuduk.
*Askeri ve devlet
okullarına giriş sınavı yapılacak.
*Gençlik, duygusal ve
kişilik sorunları yaşıyor.
*Politik ve ahlak
yozlaşması önemli bir sorundur.
b)Çoğul anlamı taşıyan bir sıfattan sonra gelen ad tekil
olmalıdır:
*Birçok seneler geçti.
*Bizde iki türlü
düşünürler vardır.
*Her türlü tedbirler
alındı.
*Birçok festivaller
düzenlendi bu yaz.
*Bin türlü çiçekleri
derledim sana.
c)Tamlayan Eki Eksikliği:
*Her önüne gelen aklına esen sözcüğü dilimize mal etmesi
yanlıştır.
*Bu duygular geçici
ve insanı yanıltıcı olduğu bilinmelidir.
*Büyük emek
harcanarak yazılan eserler bilimsel bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerekir.
d)Tamlayan Eksikliği:
*Öğrenciye bir şey vermeden gelişmesini umma.
*Arkadaşına yardım
ederek mutlu olmasını sağladı.
*Tanıdıklarından
alışveriş yaparak para kazanmalarına katkıda bulunurdu.
*Çocuklarıyla her
konuyu konuşur , yanlışa düşmemelerine çalışırdı.
6)Eylem - Eylemsi
Arasındaki Çatı Uyuşmazlığı:
Birleşik veya sıralı cümlelerde aynı özneyi alan yüklemlerin
her ikisi de etken veya her ikisi de edilgen olmalıdır.
*Bütün sorunlar halledilip öyle gidecekti.
*Bütün sahipsiz
hayvanlar toplanıp şehir dışına götürecek.
*Sorular çok dikkatli
okuyarak çözülsün.
*Çok emek harcanıp az para kazanabilmiş.